Türkiye Hukuk Platformu, İstanbul Üniversitesi, Uluslararası Hukukçular Birliği, İstanbul Center of International Law ve Hukukun Üstünlüğü Platformu iş birliği ile “Darbeye Karşı Hukuk 15 Temmuz Paneli”, 13 Temmuz 2017 tarihinde İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak İstanbul Ak Parti Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanvekili Fatma Benli de katıldı.
Panelin açılış konuşmalarını İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Uluslararası Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Necati Ceylan, İstanbul Center of International Law Yöneticisi Avukat Cihat Gökdemir yaptılar.
“15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’ne Karşı Kararlı Duruşumuzu Gösterdik”
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, konuşmasında 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’ne maruz kalmanın üzüntüsünü yaşadıklarını belirterek Türk milletinin en büyük karakterinin bağımsızlık olduğunu, tarih boyunca olduğu gibi 15 Temmuz’da da bunun gösterildiğini söyledi. Dünyada hiçbir milletin darbe girişimine karşı bu kadar hızlı bir refleks göstermediğini dile getiren Prof. Dr. Mahmut Ak, “Biz de darbe gecesi İstanbul Üniversitesi olarak 00.33’te darbeyi kınayan bildirimizi sayfamıza koyduk. Başka üniversitelerden de arayıp bunu talimatla mı yaptığımızı soranlar oldu. Kararlı duruşumuzu gösterdik. Bizden sonra diğer üniversiteler de bu yolu takip ettiler. Bu olayı duygusallıktan uzak bir şekilde değerlendirip anlatmamız ve asla unutmamamız lazım” ifadelerini kullandı.
“Bu Hain Girişim Asla Unutulmamalı”
Uluslararası Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Necati Ceylan ise açılışta yaptığı konuşmada 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nin ardından 1 yılın geride kaldığını belirterek, “Bu konu hukuku yakından ilgilendiriyor. Bu yüzden bugün böyle bir panelde bir araya geldik. Bu hain girişim sürekli gündemde tutulmalı ve asla unutulmamalıdır. Bu konuda beraber ve hep birlikte hareket etmemiz gerekiyor” dedi.
Doğru Kişileri Yargılamalıyız
İstanbul Center Of International Law Yöneticisi Avukat Cihat Gökdemir ise panelin İstanbul Üniversitesi çatısı altında yapılmasının önemli olduğunu belirtti. Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) bütün operasyon ve kumpaslarının bir amaca yönelik olduğunu ifade eden Gökdemir, şöyle konuştu: “FETÖ yaptığı bir operasyon sonucu açtığı davada asıl suçlu olan 30 kişiyi değil, hedefinde olan herkesi katar. Asıl amaç zaten yargılama yapmak değildir. Kısa sürede menfaatlerini yerine getirmek, kadroları boşaltıp buralara kendi adamlarını yerleştirmektir. Şimdiki yargılamalarda biz bunu yapmamalı, hedefi doğru seçip elindeki silahı halka yöneltmiş, asker ve polis içerisinden çıkan darbecileri öne almalıyız.”
Açılış konuşmalarının ardından oturum başkanlığını Türkiye Hukuk Platformu Genel Sekreteri Avukat Ahmet Akcan’ın yaptığı panel başladı. Panele konuşmacı olarak İstanbul Ak Parti Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanvekili Fatma Benli’nin yanı sıra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergün Yıldırım, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah İslamoğlu, Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selman Öğüt ve 15 Temmuz Davaları Müşteki Avukatı Dr. Mehmet Sarı da katıldı.
“Hukuk İçerisinde Olabildiğince Etkin Mücadele Etmek Zorundayız”
İstanbul Ak Parti Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanvekili Fatma Benli konuşmasında darbe sürecinde yaşananları aktararak, darbeyi püskürten bir milletin vekili olmaktan gururlu olduğunu söyledi.
Darbenin başarılı olması halinde bu ülkede insanların başı dik gezemeyeceğini vurgulayan Benli, “Hukuktan bir an bile ayrılma lüksümüz yok. Hukuk içerisinde olabildiğince etkin mücadele etmek zorundayız. Bizim şu an yapmaya çalıştığımız tek şey hukukun yerine getirilmesi. Hakimler olaya bütün cephesiyle bakmak yerine sadece ellerindeki dosyalar üzerinden karar veriyorlar. Bu da bazen sıkıntılara sebebiyet veriyor. Ama bununla beraber mücadele etmek zorundayız. Bizim siyasi olarak olaya müdahil olabilmemiz fiili olarak mümkün değildir. Bize düşen şey yargılanmaya olabildiğince destek vermek. Fiili olarak oralarda bulunmak” ifadelerini kullandı.
Hain Darbe Girişimi Tarihi Umuda Yapılmıştır
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergün Yıldırım ise Türkiye’de bundan sonra millete rağmen bir darbenin gerçekleşmeyeceğinin görüldüğünü aktardı. Darbenin millete, hükümete karşı yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Yıldırım, sözlerini, “Bu darbe girişimi Ortadoğu’da umudu temsil eden siyasete, bu iradeye ve bu kadrolara yapıldı. Ortadoğu’da Osmanlı parçalandıktan sonra yaşadığımız döngüyü, bu hükümetin bu liderliğiyle aşma imkanı vardı. Arap baharıyla beraber darbelerle gelmiş rejimler değişecekti. AK Parti İktidarı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu değişimin umudunu ve yeniliğini temsil ediyor. 15 Temmuz’da yapılan şey sadece Türkiye’ye, Türk milletine değil bu tarihi umuda yapıldı” şeklinde tamamladı.
“Geçmiş Bize Işık Tutuyor”
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah İslamoğlu panelde yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Darbeye giden yolda, bu yola döşenen taşları tespit etmek darbeyi önlemenin en birinci basamağıdır. Biz bu yola döşenen taşları göremezsek bir darbe olacağını da bilemeyiz. Aynı zamanda darbeyi önleme noktasında da başarılı olmayız. Bu süreçlerde yaşananlar önemli. Geçmiş her zaman bize ışık tutuyor. Türkiye böyle badireleri daha öncede atlattı. Bu tarihi tecrübeleri iyi bilmek gerekiyor. Bu sebeple dikkatli olmamız gerekiyor.”
Yüzyıllar Boyu Anlatılacak Bir Olay
Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selman Öğüt ise konuşmasında 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nin kahraman bir şekilde savunulduğunu ve savuşturulduğunu ifade ederek, “Bu Fransız İhtilali’nden daha büyük bir zaferdir. Demokrasi açısından, İnsan hakları açısından, bir halkın kendi iradesine sahip çıkması açısından dünyada eşi benzeri görülmemiş bir olay. Bunu sadece biz değil, taraflı bir gözle bakmayan dış gözler ve dış basında siyasiler de söylüyorlar. Böyle bir kahramanlık hikâyesi ortaya çıktı. Yüzyıllar boyu anlatılacak. Çok şükür biz de bu destanı yazanlardan olduk” dedi.
“Bu Davalar Milletin Var Olma Mücadelesinin Davaları”
15 Temmuz Davaları Müşteki Avukatı Dr. Mehmet Sarı ise konuşmasında şunları dile getirdi: “15 Temmuz Darbe Davaları, milletin davasıdır. Milletin hukukunu, milletin hakkını, millet savundu. 15 Temmuz Davalarını milletin hukukunun savunulduğu davalar olarak tanımlamakta fayda var. FETÖ’nün geçmişe dönük olarak ciddi analizleri yapıldı. Bunun nasıl bir cemaatten terör örgütüne evrildiği meselesi çok ciddi bir şekilde tahlil edilmesi gereken bir problemdir. Gerçekten üzerine düşünülmesi gereken sosyolojik tahriplerinin çok ciddi şekilde araştırılması gereken bir yapı. Aslında bu davalar milletin var olma mücadelesi davalarıdır.”
Panel toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.