Yargı bağımsızlığı, yargı tarafsızlığını sağlamanın bir aracı, hukuk devletinin ön koşulu ve gerçek adaletin temelidir. Yargı bağımsızlığı, vatandaşların adil yargılanma hakkının anayasal bir güvencesi olup hakimlere sağlanan kişisel bir imtiyaz değildir. Yargı bağımsızlığı, hem yargı organının içinden hem de yasama ve yürütme organı, medya, siyasi partiler ve toplum gibi aktör- lerden gelebilecek haksız baskılardan/etkilerden korunmayı gerektirir.1 Yargı organlarının, yasama ve özellikle yürütme organından gelebilecek baskılardan korunması ve yargı fonksiyonu- nu bağımsız ve tarafsız bir şekilde yerine getirmesi amacıyla ülkeler, hakim ve savcıların kariyer- lerine (mesleğe alma, atama, tayin, terfi, disiplin) ve mahkemelerin idaresi ile mali konulara ilişkin yetkileri “yargı konseyi” adı altında oluşturdukları bağımsız organlara devretmişlerdir.
Ülkemizde de, Anayasanın 159’uncu maddesinde Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) düzenlenmiştir. Kurul’un Başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurul’un tabii üyesidir. Kurul’un üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir- ler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkanvekili seçer.
HSYK; adli ve idari yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama, nakletme, geçici yetki verme, yükseltme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapmaktadır. Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamamaktadır. Kurulun görevleri- ni yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Kurul bünyesinde incelenmesi esasla- rı 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu Kanun’un 16’ncı maddesi uyarınca Kurulda yapılan işlemler ve bunlarla ilgili görüşmeler gizlidir.
HSYK’nin oluşumu ve kararları, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkeleri açısından zaman zaman tartışmalara neden olmaktadır.